26.04.2004 tarihli ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununa, 09.07.2021 tarihinde “Belediyelerin Sorumluluğu” başlıklı bir madde eklenmiştir.
“Ek Madde 1- Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan büyükşehir ilçe belediyeleri ile diğer belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kurar.
Birinci fıkrada belirtilen hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülür. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ise sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürür. Rehabilite edilen hayvanlar Bakanlıkça oluşturulan veri tabanına kaydedilir. Rehabilitasyon süreci tamamlanan hayvanların, bakımevine getiren belediye tarafından öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.”
Bu maddeden anlaşılacağı üzere İlçemiz Belediyesinden beklenen yaralı, hasta ve güçten düşmüş hayvanların en yakın bakımevine götürülmesidir. Bize en yakın merkez Aydın Büyükşehir Belediyesinin Rehabilitasyon merkezidir. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olan büyük ilçeler henüz bakımevlerini faaliyete geçirmedikleri ve Aydın Büyükşehir Belediyesinin yeni rehabilitasyon merkezi tamamlanmadığı için Aydın Bakımevinde bir yığılma vardır. Sağlıklı ve uysal hayvanlar mevzuat gereği bakımevine alınmamaktadır.
Teslim edilen hasta ve yaralı hayvanlar ve kısırlaştırıldıktan sonra yarası iyileşen hayvanlar doğal ortama geri bırakılmaktadır. Yani bakımevleri “Otel değil hastane” statüsündedir.
Sahipsiz hayvanlar meselesi ya sahiplenilerek ya da üremeleri, çoğalmaları önlenerek (kısırlaştırılarak) çözülebilir. Evde kedi, köpek beslemek isteyenler, bakımevlerinden sahipsiz hayvan seçerek sokaktaki hayvanları azaltabilirler. Bizim ilçemizde çobanlar ya da hayvan damlarında güvenlik için köpek besleyenler dışında sahiplenme çok yaygın değildir.
Bizim odaklanacağımız konu kısırlaştırma olmalıdır. Kısırlaştırma sadece Aydın BŞB, Kuşadası ve Didim rehabilitasyon merkezlerinde yapılmaktadır. Mevcut kısırlaştırma hızı ile doğurganlık karşılaştırıldığında kısırlaştırmanın geride kaldığı görülmektedir. (Bilimsel çalışmalar, bir bölgede 6 aylık sürede mevcut hayvanların yüzde 70’i kısırlaştırıldığı takdirde bile sahipsiz hayvan sayısının aynı kaldığını göstermektedir.)
Ülkemizde yaklaşık 8 milyon sahipsiz kedi ve köpek bulunduğu söylenmektedir. Tahminlere göre şehir merkezlerinde bu rakamın yüzde 75’i kedi, yüzde 25’i köpek iken; kırsal alana geçildikçe bu oran tersine dönmektedir. Aydın ilinde yaklaşık 20 bin adet rehabilite edilmemiş köpek olduğu bilinmektedir. Bir yıl içinde bunların ancak 8’de 1’i yani 2 bin 500’ü rehabilite edilmektedir.
Mevcut veriler ışığında bu sorunun çözülmesini çabuklaştırmak için ülke çapında ve hızlı bir kısırlaştırma programına ihtiyaç olduğu anlaşılıyor.
Bu meselenin çözümü sadece belediyelere bırakılmamalıdır. Belediyeler gerek parasal gerek eleman açısından bu yükü kaldıramaz. Belediyeler dışında, İlçe Tarım Müdürlüklerinde görevli veteriner hekimler, Veterinerlik Fakültesi uzmanları, veteriner hekimler odası üyeleri ve gönüllü kuruluşların işbirliğinde “hızlı bir kısırlaştırma” işe yarayabilir.
Kent merkezleri dışında, sahipsiz hayvanların toplandığı, yalıtılmış geniş alanlar yaratma ya da bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi sahiplendirilemeyen sahipsiz hayvanların belli bir süre sonra “uyutulması” düşüncesine katılmıyoruz. Aksine sahipsiz hayvanlar için, valiliklerce talimatlandırılan, koordinatları belirlenmiş beslenme noktaları oluşturma Belediyemizin görevleri arasındadır. Ayrıca bu sıcak yaz günlerinde sahipsiz kedi ve köpekler için evimizin, dükkanımızın önüne bir su kabı koymayı da ihmal etmeyelim…